Genel olarak varis hastalığı bacaklardaki toplardamar hastalığı denilebilir.
Bacaklarımızdaki toplardamarlar içinde bulunan kapakçıklar doğru çalışmadığı zaman damar çapında meydana gelen genişleme sonucu damarlar cilt yüzeyinden görülebilir hale gelir.
Bu durum varis hastalığının bilinen en yaygın belirtisi olmakla birlikte bu belirtilere ek olarak varis hastalığı bacaklarda ağrı, şişlik, yanma, kramp ve benzeri belirtileri de gösterir.
Varis kısa anlamıyla bacaklarda derinin hemen alt kısmında toplardamarın genişlemesi ile kanın birikmesinden kaynaklanan bir hastalıktır. Bacaklarımızda yer alana toplardamarın görevi kirli kanı temizlenmesi amacıyla kalbe ve akciğere taşımaktır. Fakat damarların genişlemesi ile gelen kirli kanlar akciğer ve kalbe gitmeden bacak kısmında kalmakta ve zamanla bu kirli kanlar mavi veya mor olan renklerle kendisini göstermektedir.
Özellikle varis hastalığı kilo sorunu yaşayan insanlar başta olmak üzere işi gereği fazla ayakta duran veya sürekli oturan kişilerde çok sık görülmektedir. Ayrıca Hamile bayanlarda özellikle hamileliğin son evrelerinde kendini gösteren bu rahatsızlık ilk başlarda önemsenmese de zamanla özellikle bacak kısmında hem görsel olarak hem de ağrı olarak istenmeyen durumlara neden olmaktadır.
Ayakta uzun süre hareketsiz olarak durmak başta olmak üzere genetik yatkınlık varis hastalığının için risk faktörü olarak kabul edilmektedir.
İnsanlarda varis hastalığı ile birlikte özellikle bacak kısımlarda artan ağrılar ile kendini gösterir. Bilek ile diz arasında oluşan şişlikler, parmak uçlarında uyuşmalar ve varisli bölgelerde kaşıntılar bunu takip eder.
Gecenin ilerleyen saatlerinde ağrılar olarak kendini göstermektedir. Varis hastalığı rahatsızlığının ilerlemesi halinde bu ağrılar yerini yaralara aşırı şişliklere bırakmakta ve insanların yaşamlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Varis hastalığının Üç şekilde belirtileri vardır.
Varis belirtilerinde ilk olarak kılcal varisler, derinin hemen altında kırmızı ve mor renkleriyle kendisini gösterirler. Deriden dışarıya herhangi bir çıkıntı olmamakla birlikte varisin ilk aşamalarını oluştururlar. İkinci türü Orta boy şeklinde kendini gösteren deride çok hafif çıkıntılar şeklinde belli olan ve renkleri yeşil olan varislerdir. Varis belirtileri hakkında tüm bilgiler için ilgili sayfamızı ziyaret edevilirsiniz.
Varisin ilerlemiş hali olan büyük varisler ise deriden hem elle hem de görülecek şekilde çıkmış olan varislerdir. Büyük varislerin oluşması beklenmeden ilk aşamalarına tedavi edilmesi hem kişinin sağlığı açısından hem de hayatına rahatça devam etmesi açısından önemlidir.
Varis bacak toplardamarlarında görülen bir sağlık sorunu olduğu için bacaklarda ve ayaklarda ciddi ağrılara sebep olabilmektedir. Bu ağrı kimi zaman varis hastası olan kişilerin gece uykularını etkilediği gibi kimi zaman gündüz ayakta kalmalarına bile ciddi engeller yaratmaktadır.
Varis Ağrısı ile mücadele eden bir hastanın aklına gelen ilk soru varis ağrısına ne iyi gelir gelmektedir.
Venöz haritalama varisli damarların büyüklüğünün, genişliğinin ve yerinin Renkli Doppler Ultrason ile tespit edilmesidir. Venöz Haritalama Nedir? sorunusa en net cevap bu yazının devamında bulunmaktadır.
Venöz haritalama Radyoloji Uzmanları tarafından renkli doppler ultrason ile yapılabilen bir inceleme sonunda hazırlanan bir rapordur. Bu inceleme ile varis hastası olması muhtemel kişilerin bacaklarında dokular içinde boylu boyunca uzanmakta olan varisli toplardamarların bacağın neresinde kaç santimenteye ulaştığı nerede daralıp ve genişlediğinin belirlendiği bir tetkiktir. Tetkikin renkli doppler ultrason yapmaya ehliyetli bir radyolog tarafından yapılması zorunludur.
Venöz haritalama yalnızca bu konuda uzmanlaşmış radyologlar tarafından yapılmalıdır. Venöz haritalama raporunu radyolog olmayan kişilerin vermesi mümkün değildir. İyi yapılmış bir Venöz Haritalama varis tedavisi öncesinde yapılması mecburi olan bir işlemdir. Çünkü varis tedavisinin nasıl ve nerede bulunan hangi damara yapılacağı bu inceleme sonucunda tespit edilir. Gözle yapılan bir varis muayenesi sonrasında aslında varis olmayan bir damarınızın kapatılması sonucuyla karşı karşıya kalabilirsiniz.
İşte burada varis hastalığının teşhis ve tedavisinde neden girişimsel radyoloji uzmanlarının avantajlı olduğu ortaya çıkmaktadır. Hastalığın nerede olduğunu gören gözün nerede tedavi yapacağını bilmesi kadar büyük bir avantaj yoktur. Girişimsel Radyoloji uzmanları bu avantajı venöz haritalama yapmaları ve varisli damarın yerinin ve tipinin tespiti sonrasında tedavisinde de ultrasonu kullanarak tedaviyi gerçekleştirebilmesindedir.
Eğer Varis hastası olduğunuzu düşünüyorsanız tedavinize geçmeden önce venöz haritalama yaptırmayı ihmal etmeyin. Venöz haritalama yapılmadan tedaviye başlanmasına müsaade etmeyin.
Varis, bacaktaki toplardamarların hastalığıdır. Varisin değerlendirilmesinde ve tedavi planı çıkarılmasında venöz yetersizliğin derecesi önemlidir. Bu aşamada önemli bir soru varis hastalığının dereceleri nelerdir. Çapı 5 mm ve yukarısında olan toplardamar genişlemelerinde Ayakta Renkli Doppler Ultrason ile değerlendirilir. Tetkik sırasında hasta ayaktadır, doktor Doppler Ultrason yaparken hasta ıkındırılır. Bu sırada meydana gelen reflü akım halk arasındaki söylemiyle kaçak değerlendirilir.
Grade 1 venöz yetmezlik : Yapılan tetkik sırasında hastanın ıkınmasının başlangıcında 1-2 sn olan ve ıkınma devam ederken devam etmeyen reflü akım izlenir. Varis Tedavisi gerektirmez.
Grade 2 venöz yetmezlik: Yapılan tetkik sırasında hastanın ıkınmasıyla başlayan, ıkınmanın ortasına kadar yaklaşık 3-4 sn devam eden ve sonlanan, ıkınma devam ederken devam etmeyen reflü akım izlenir. Takip edilmesi gerekir.
Grade 3 venöz yetmezlik: Yapılan tetkik sırasında hastanın ıkınmasının başlangıcında başlayan ve ıkınma bitene kadar devam eden reflü akım izlenir. Tedavi edilmesi gereklidir.
Varis muayenesi nedir? Bu tetkik tek başına gözle yapılabilen bir kontrol değildir, kompleks bir işlemdir.
Varis, bacaktaki toplardamarların genişlemesi, kanı yukarıya yani kalbe götürememesi dolayısıyla görevini yapamaması sonucu gelişir. Toplardamarda kirli kanın birikmesine bağlı olarak damarlar belirginleşir, mavi-mor damarlar ve kılcal damarlar oluşur. Bazen bu damarlarda pıhtı gelişebilir, bunun sonucunda damarlar sertleşir ve ağrı oluşur. Bunların yanı sıra bacakta biriken kirli kan sonucunda bacakta uyuşma, yanma ve ilerledikçe ısı artışına meydana gelir. Varis Muayenesi bu belirtilerin görüldüğü hastalarda yapılabilir.
Varis muayenesinin yapıldığı sırasında gözle muayene ile damarların yoğunluğu ve tipi, bacakta kızarıklık olup olmadığı değerlendirilir. Varis muayenesi sırasında elle muayene ile damarların sertlikleri incelenir, ısı artışı olup olmadığı değerlendirilir.
Varis hastalığının teşhisi için en önemli olan hastalığın sınıflandırılması, varisin derecelendirilmesi, varisli damarın hangi damarlarla ilişkili olduğunun anlaşılmasıdır. Bunlar; iyi bir varis muayenesinin ve muayeneye eşlik eden Ayakta Bilateral Venöz Doppler US nin yapılması ile değerlendirilebilir. Muayene sırasında Doppler US ve sonrasında yapılan venöz haritalama oldukça önemlidir. Varis muayenesi sırasında ısı artışı olması ya da damarlarda ele gelen sertlik, hastaya yapılacak müdahalenin daha hızlı yapılması gerektiğini düşündürür.
Varis Tedavisinin Riskleri Nelerdir sorusuna karşı verilecek cevaplar çeşitli olmakla birlikte özellikle Lazerle varis tedavisi sırasında oluşabilecek riskler;
Lazerle varis tedavisinden sonra, işlem yapılan damar boyunca damar çevresinde çeşitli oluşumlar meydana gelebilir. Meydana gelen bu sıkıntılar tamamen geçici olup hastadan hastaya değişmekle birlikte bu riskler farklılık gösterir.
Varis tedavisinin riskleri;
gibi sıkıntılar olmakla birlikte bu durum herhangi bir risk yaratmaz. Zamana bağlı olarak geçer. Tedavisi sırasında ve sonrası damarda pıhtı oluşumu ve bu pıhtının akciğere ulaşması da istatistik olarak çok düşüktür. Bu olasılık ameliyatta daha yüksek kabul edilmektedir.
Varis tedavisi, insana uygulanan tüm işlemlerde olduğu gibi belli Varis Tedavisi Riskleri taşımaktadır. Bu riskler ister köpük tedavisinde ister lazer tedavisinde belirli ölçüde bulunmaktadır.
Ancak bahsi geçen varis tedavisi yöntemlerinin her ikisi de cerrahi yöntemlere göre çok daha az risklidir. Zira işlem esnasında cerrahi uygulamaya göre çok daha az girişim gerçekleşir.
Lazerle ya da Radyofrekans ile varis tedavisi sonrasında işlem yapılan damarın çevresinde ağrı, kızarıklık, morarma ve hafif şişlik görülebilir. Ancak bu belirtiler her hangi risk taşımaz. Zamanla düzelir.
Lazer tedavisi ve Radyofrekans tedavisi bacak ön yüzünde diz altına da yapılırsa uyuşukluk, karıncalanma ve hissizlik oluşabilir. Bu belirtilerin geçmesi 3-6 ay ve nadiren daha uzun sürebilir. Kişiye zarar vermez. Lazer varis tedavisi esnasında ve sonrası damarda pıhtılaşması ve akciğere atması bilimsel olarak son derece seyrek görülmektedir. Bu tedavi dışında ameliyatta da aynı risk vardır.
Skleroterapi uygulanan kılcal, orta boy ya da büyük varislerde %10 oranda (on kişide bir) kahverengi bir lekelenme oluşabilir. Bu durum tamamen geçici olup, ancak vücudun bunu geçirmesi bazı kişilerde hızlı bazı kişilerde yavaş olur ve bazen birkaç ay sürebilir.
Skleroterapi esnasında kullanılan ilaç yakıcı bir ilaçtır. Köpük şeklinde uygulandığında daha da etkili olur. Varisli damara verilen bu ilaç bazen iğne giriş deliğinden çıkarak deride küçük yaraların oluşmasına sebep olabilir. Çok sık görülmez (%1 civarı). Genel olarak varis tedavisi sonrası izlenen sorunlar geçicidir ve zamanla kendiliğinden ortadan kaybolur.
Hamilelikte olan kilo ve basınç artışı sebebiyle bacaklarda varis oluşabilmektedir. Varisler, hamilelik süresince görüntü olarak rahatsız ettiği gibi ağırlık hissi, kaşıntı, ağrı, yanma, kramp gibi şikâyetlere de neden olmaktadır.
Hamilelik süresince karın içinde basınç artışı sürdüğünden ve asıl mesele evladınızın sağlam ve hastalıksız olarak dünyaya gelmesi olduğundan bu problemler önemsenmemekte ama evladınızı elinize aldıktan ve hastalıksız olduğunu gördükten sonra kendi şikayetleriniz ön plana çıkmaktadır.
Varisleri olan bir anne gelince;
Yapılacak tedavilere göre açıklarsak;
EVLA sırasında;
Köpük tedavisi sırasında;
Yani hem kullanılan ilaçlar süte geçmez, hem de anne bebeğinden uzun süre ayrı kalmamış olur.
Emzirme dönemi, annelerinin bebekleriyle ilgilendiği kadar kendileriyle de ilgilendikleri bir dönem olabilir. Bebeğinizi mutlu etmek ne kadar önemliyse kendinizi mutlu etmeniz de o kadar önemli.
Mutlu anne= Mutlu bebek. Sağlıklı ve mutlu günler diliyorum...
Varis Neden Olur Nasıl Geçer? Varis bacak toplardamarlarının görevini yapamaması dolayısıyla oluşur. Bacak toplardamarları görevlerini damar içinde bulunan ve kanın sadece yukarıya doğru akmasını sağlayan kapakçıklar sayesinde yaparlar.
Bu kapakçıkların kanı aşağı kaçırması ile birlikte toplardamar görevini yapamaz hale gelir ve içindeki kanın oluşturduğu basınç ile genişlemeye başlar. Genişleyen damar içindeki kapakçıklar daha da bozularak artık hiç işlev göremez hale gelir.
Varis herhangi ilaç ile bitkisel tedavi ile ya da kremle geçmez. Varis olmuş damarın çapının daralması fiziken mümkün değildir. Kullanılacak kremler ilaçlar ve bitkisel kürler tedavi etmez, şikayetleri geçici olarak hafifletebilir.
Bu nedenle varis ya eski yöntem olan ameliyatla varis tedavisi, ya da ameliyatsız varis tedavisi yöntemleri ile tedavi edilir.
Zamk ile varis tedavisi de son zamanlarda ülkemizde uygulanmakla birlikte klinik sonuçları halen çok netleşmemiş olduğundan ve kullanılan malzemenin dolaşıma geçmesi riskinden dolayı kliniğimizde tercih edilmemektedir.