Radyofrekansla varis tedavisi ameliyatla varis tedavisi yöntemlerinden biri olup, hastaların son derece çekindiği ve korku dolu anlar yaşamalarına neden olan ameliyat ile varis tedavisinin iyi bir alternatifi olarak ortaya çıkmıştır.
Çoğu zaman ameliyat olmak istemeyen hastaların varislerini görmezden gelmeye çalıştığı ya da farklı yöntem ve yollarla da bu varislerden kurtulmaya çalıştığı bilinen bir durumdu.
Kişiler bitkisel yollarla daha doğrusu kulaktan dolma kocakarı ilaç yöntemleriyle varislerinden ve ağrılarından kurtulmaya çalışıyordu ancak bu durum hiçbir şekilde çözüm sağlamıyordu ve bazı durumlarda olayı daha da içinden çıkılmaz bir vaziyete sokuyordu. Ağrı kesicilerden medet umarak günün bir kısmını kurtarmaya çalışan hastaların bir süre sonra ağrı kesicilerden de fayda sağlayamadığı bu nedenle de artık bu duruma bir çözüm bulmak için doktorların kapısını aşındırdığı biliniyordu.
Radyofrekansla varis tedavisi bu ihtiyaçtan ortaya çıkmış bir tedavi yöntemidir. Radyofrekans bilindiği üzere bir ses dalgasıdır. Bu ses dalgasının frekansı dolayısıyla bulunduğu çevreyi ısıttığı bilinmktedir.
Girişimsel radyoloji alanında ameliyatsız varis tedavisi tekniklerinin gelişmesi ile birlikte damar içini yakarak kapatmak için radyofrekans kullanılmaya başlanmıştır. Böylece radyofrekansla varis tedavisi mümkün olmuştur.
Varis tedavisinin esasında yatan temel şey varisli damarların kanı bacağın alt kısımına kaçırmasın önlemektir. Bu ameliyat ile yapılacak ise damarın bir şekilde vücuttan uzaklaştırılması amaçlanır.
Varisli damarların yeniden işlev görebilir hale gelemeyeceği ve eski haline de dönemeyeceği bilindiği için bu damarlar bir şekilde iptal edilmelidir ki rahatsızlıklar ve bu rahatsızlıklara bağlı olarak gerçekleşen semptomlar da ortadan kalkabilsin. Bu nedenle operasyonla gerçekleştirilecek olan bir varis tedavisi yoluyla varisli olan damar hastadan kesi yapılması yoluyla uzaklaştırılmaktaydı.
Fakat hem ameliyat süreci hem de ameliyat sonrası süreci çok sıkıntılı olduğu için hastaların hemen ameliyatın ardından toparlanmaları mümkün olmadığı için ve aynı zamanda ameliyatın ardından da bazı his kayıplarının oluşmasının olanak dahilinde bulunması gibi nedenlerden ötürü bu yöntem çok fazla tercih edilmemektedir. Artık daha farklı yöntemler sayesinde varislerden kurtulmak daha kolay ve de acısız bir yolla mümkün hale gelmiştir.
Bu tedavi yöntemi, gelişen teknoloji ve yeni yöntemler aracılığıyla tıp dünyasına kazandırılmıştır. Buradaki asıl amaç, hiçbir kesi yada cerrahi operasyon gerçekleştirmeden, hastayı herhangi bir şekilde narkoz gibi maddelerle uykuya daldırmadan, ağrısız ve acısız bir şekilde varisli damarın ölmesini sağlamaktır.
Bacaktaki varisli damara ince bir iğne yardımıyla girilerek ve varisli damarın içerisine ısıl işlem uygulanarak varisli damarın eritilmesi amaçlanır. Isı işlemine maruz kalan damar yavaş yavaş kendi içerisinde büzülmeye ve küçülmeye başlar ardından da vücut damarın geri kalan kısımlarının emilmesini sağlar.
Bu şekilde ısıl işlem kullanılarak damarın ortadan kaldırılması ve varis rahatsızlığının tedavi edilmesi mümkündür. Bu işlem genellikle orta boy ve büyük boy varis tedavisi için kullanılmaktadır. Kılcal damar varisleri oldukça ince damar yapılarına sahip olduklarından dolayı radyofrekans yöntemiyle tedavi edilmeleri oldukça güçtür fakat bu tür varislerinde tedavi edilmelerine olanak sağlayan farklı yöntemler vardır. Bu varislerinde tedavisi mümkündür ve son derece kolay yöntemlerle tedavi edilebilir nitelikte olan varislerdir. Oldukça kısa sürede ortadan kaldırılabilirler ve bir daha da tekrar etmezler.
Bunun dışında kalan büyük boy ve orta boy varisler ve bunların yol açtığı ağrılar son derece sıkıntılı dönemlerin yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Kişilerin yorgunluklarının, kaşıntı hissiyatlarının ve çektikleri acıların bir çaresi vardır. Bunun için yapılması gereken tek şey radyofrekans yöntemi ile tedavi olmak ve kısa bir süre içerisinde bu sıkıntılardan kurtulmaktır.
Radyofrekans yönteminin ardından kişilerde herhangi bir iz, herhangi bir yara vs gibi bir durum meydana gelmeyecektir. Oluşabilecek olan tek yan etki ise işlemden sonra kısa bir süreliğine hissedilebilecek olan ince bir sızı olacaktır. Bu da kısa bir süre sonra geçecek olan normal bir durumdur ve kişi bir daha bu durumla karşılaşmayacaktır.
Varis, yavaş yavaş seyreden ve bir anda ortaya çıkmayan bir rahatsızlıktır. İlk olarak kendisini farklı şekillerde belli etmeye başlar. Bacaklardaki ince sızlamalar, gün geçtikçe şiddetini artırmaya devam eden ağrılar ve bazı işlerin yapılmasında eskiye nazaran daha fazla zorlanma ve yorulma gibi nedenler varisin işaretçilerindendir.
İnsanlar bedenlerini dinlemeyi bilmedikleri için ve belki de tepkileri duydukları halde gerekli olan davranışlarda bulunmadıkları için varisler ilerlemekte ve artık daha farklı yöntemlerle tedaviye başlamak gerekli hale gelmektedir.
Varisler birden fazla ve farklı şekillerde kendisini belli edebilir. Kimi bünyelerde kılcal damar varisleri ortaya çıkabilmektedir.
Bu varisler genellikle çok fazla ağrı sızı ya da yangı yapmamaktadır. Fakat bazı vakalarda ise kaşıntı ve kaşıntıya bağlı olan döküntülerin olabildiğine rastlanılmıştır.
Genellikle kılcal damar varisleri çok fazla dikkate alınmamaktadır. Zira bu varisler sadece kılcal damar varisi olarak kalırlar ve kendilerini orta boy ya da büyük boy varislere dönüştürmezler. İlerlemeleri ve yayılmaları kendi çaplarındadır. Fakat bu aynı bacakta diğer varislerinde oluşamayacağı anlamına gelmemektedir. Aynı anda birden fazla varis çeşidine bir bacak üzerinde rastlanabilir fakat buradaki asıl önemli olan nokta bu varis türlerinin birbirlerinden bağımsız olarak oluşmuş oldukları gerçeğidir.
Kılcal damar varisleri köpükle varis tedavisi yöntemi kullanılarak tedavi edilir. Bu tedavi işlemi tamamıyla güvenilirdir ve söz konusu olan varislerden kısa bir süre içerisinde kurtulmak oldukça basit ve mümkündür. Üstelik acı çekmek, operasyon geçirmek ya da his kaybı yaşamak gibi olumsuzlukları da yoktur.
İşlem son derece basittir. Damar içine verilen köpük tedavisi ilacı ile damar içi yanarak damar içe doğru yapışarak kapanır. Ardından daralan ve kapanan damar vücut tarafından tamamen emilir. Bu işlem son derece kısa sürmektedir ve hasta bu işlem esnasında uyanıktır. Herhangi bir narkoz ve buna benzer uygulamaya gerek yoktur. Bacakta herhangi bir iz kalmaz ve hasta acı çekmez. Uygulamanın tamamlanmasının ardından hasta ayağa kalkabilir ve geldiği gibi de geri dönüp evine gidebilir.
Orta boy ve büyük boy varislerde de durum radyofrekansla varis tedavisi yöntemiyle kısa bir süre içerisinde çözümlenir. Damarlardaki varislerin çokluğuna ve sıklığına göre damar başına 15 dakikalık bir süreçte bu işlemler kısa ve acısız bir şekilde halledilebilir niteliktedir.
Varis tedavisi gerçekleştikten sonra hastanın bir daha varisle karşılaşma ihtimali son derece ufak bir ihtimaldir. Kişilerin radyofrekansla varis tedavisi gördükten sonra yaşam koşullarında değişiklik yapmaları gerekmektedir. Hareketsiz bir hayat tarzına sahiplerse bunu değiştirmeleri ve daha düzenli bir hayata geçiş yapmaları son derece önemlidir. Beslenme bozuklukları olan hastalar bir an önce bunlardan kurtulmalı ve kendilerine daha sağlıklı bir yaşam çizelgesi oluşturmalıdır.
Uzun süreli hareketsizce ayakta durmanın da tetiklediği varislerden uzaklaşmak ve yeniden oluşumunu engellemek için mümkün olduğunca ayaktayken hareket etmeye özen gösterilmelidir. Bu gibi durumlar göz önünde bulundurulduğunda kişilerin yeniden bu rahatsızlıklara yakalanma durumu söz konusu dahi olmayacaktır.
Her şeyden önemlisi bireyler kendilerini tanımalı, bedenleriyle konuşmayı bilmelidir. Vücut bir sıkıntı olduğu zaman kendince bir yöntem kullanarak bunu bizlere anlatmaya göstermeye çalışmaktadır. Burada asıl önemli olan bu durumun farkına varmak ve ona göre de önlemler almaktır. Sağlık problemleri her ne olursa olsun ciddiye alınmalı ve mutlaka üzerilerinde durulmalıdır. Sorunlardan kaçmak yerine sorunlar üzerine eğilmeli mantıklı ve makul çözümler hekimlerle beraber üretilmeye çalışılmalıdır.
VNUS veya ClosureFAST olarak bilinen radyo frekansı Ablаtіn (RFA),sağlıksız damarları ortadan kaldırmak için minimal olarak tercih edilir. RFA, kapalı (sızdırmaz hale getirilmesine) neden olacak şekilde enerjisini (temelli) kullanır. RFA, çok varisli damarları tedavi etmek için kullanılır ve cerrahiye nazaran (varis ameliyatı) daha güvenli ve daha etkili bir alternatiftir.
RFA minimal yan etkilerle kullanışlıdır. Dizin iç kısmına bir bölgeye lokal anestezik (uyuşturucu ilacı) enjekte edilir. Bir ultrason kullanarak girişimsel radyoloji uzmanı doktor sağlıksız damara bir iğne ile girer ve kateter adı verilen ince bir cihaz yerleştirir.
Damar uzunluğu boyunca bir uyuşturma çözeltisi verildikten sonra, kateter aktive edilir ve damarın duvarlarına termal enerji iletilir. Tüm prosedür 15-45 dakika arasında sürer ve ayakta tedavi bazında yapılabilir. Birçok hasta aynı gün işe geri döner.
En iyi sonuçları elde etmek için radyofrekans ablasyon her zaman sertifikalı bir hekim tarafından yapılmalıdır.
% 95'in üzerinde Başarı Oranı
RFA, 95 ile 98 arası arasındadır ve kaydedilen bazı komplikasyonlar vardır. Geleneksel cerrahi, yaklaşık % 85 gibi çok daha düşük bir başarı oranına sahiptir ve önemli ölçüde daha fazla yan etkiye sahiptir. RFA, diğer endovenöz yöntemlerden daha az işlem sonrası rahatsızlığa neden olur. Bu etkinlik, rahatlık ve minimal rahatsızlık kombinasyonu nedeniyle, RFA'nın çoğu venöz yetmezlik vakası için en iyi seçenek olduğunu düşünüyoruz.
RFA cihazı, kalıcı olarak varisli damarları sızdırmaz şekilde mühürler. Damar tıkandığında, kan akışı daha sağlıklı damarlara yönlendirilir ve vücut zamanla bu sağlıksız damarı yeniden yaratır.
Damar hastalığı olan çoğu insan RFA için uygundur. İstisnalar arasında, kendiliğinden oluşan rahatsızlıkları olan hastalar bulunmaktadır. Tedavi öncesinde doktorunuza tıbbi geçmişinizi anlatmanız gerekir.
RFA deneyimli bir damar tedavi uzmanı tarafından gerçekleştirilirse, bu yan etkilerin çoğundan tamamen kaçınılabilir. RFA tedavisinin yan etkileri şunları içerebilir:
Varis tedavisi olan tüm hastaların akıllarından aynı soru geçer. Varis tedavisi sonrasında tekrarlar mı?
Tekrarlama riski oldukça düşüktür.
Varis genetik yatkınlık ile ortaya çıkan bir hastalık olduğu için varisin tekrarlama ihtimali her zaman mümkündür. Ayrıca uzun süre ayakta kalmayı gerektiren bir işin yapılmaya devam edilmesi (garsonluk gibi) hormonal bozuklukların devam etmesi de varisin tekrarlamasına neden olabilir.
Tüm bunlara rağmen varis tedavisi sonrasında varisin tekrarlama ihtimali oldukça azdır.
Varis hastalığı nedeniyle tedavi olmuş bir kişinin tedavi ihtiyacı olmayan kişilere göre bu hastalığa daha yatkın olduğu şüphesizdir. Bu nedenle her ne kadar tedavi olunmuş olsa da tedavi edilmemiş olan diğer toplardamarların varis olma ihtimali vardır. Bu nedenle tedavi olan kişilerin kendilerini bu hastalıktan korumak için gerekli önlemleri almaları ve olabildiğince ayakta uzun süre durmamaya çalışması gerekir.
Hocam radyofrekansa bağlı sural sinir hasarı oluştu 1 aydır sağ ayak bilek ve çevresini hissetmiyorum kalıcı mıdır bu sinir hasarı
Merhaba, tedavi olduğunuz doktorunuza danışmanız daha iyi olur. Gerekli tetikleri yaparak, bilindirme yapacaktır. Sevgiler.
Kalp ve damar uzm.doktorum tarafindan radyofrekans yapildi 5 gün oldu mor olan damarlarım pembeye dönüştü bu sekilde kalirsa cok kötü gözüküyor ...Gecermi yoksa bu şekildemi kalicak merak içindeyim
Merhaba Radyofrekans yapmıyorum. Tedaviyi yapan hekiminizle görüşmenizi önerir, sağlıklı günler dilerim.
Kılcal damar tedavisi oldum yüz bölgesinde radyo frekans diye bir cihazla yüzünü yaktı yara oldu 1 hafta oldu hiç bir iyileşme Yok kızarıklık duruyur yaralar oluştu ne gibi Bir krem tavsiye önerirsiniz teşekkürler
Serkan bey merhaba yüz için tedavi uygulamıyorum bu yüzden size herhangi bir bilgi vermem doğru olmaz. Takipli doktorunuza danışmanızı önerir, sağlıklı günler dilerim.
Hocam merhaba ben yaklaşık iki yıl önce sol bacağımdan radyofrekans yöntemi işa ameliyat oldum, ameliyat güzel geçti ama ameliyat sonrası çorap ve ilaçları ihmal ettim kullanmadım ve varisler tekrarladı. Tekrar aynı yerden aynı yöntemle ameliyat olmak istedim ancak doktorum aynı yerden tekrar ameliyat olurdan daha kötü olabilir dedi Dopler sonucum şöyle Sağ vsm çapları; sfj düzeyinde 4,3 mm, uyluk orta kesimi düzeyinde 4,5 mm ve kruis düzeyinde yüzeysel seyir göstermekte olup çapı 2,4 mm ölçülmüştür Sol vsm çapları; sfj düzeyinde 4,8 mm, uyluk orta kesimi düzeyinde 4mm ve kruris düzeyinde 2,6 mm ölçülmüştür sol vsm uyluk kesiminde duplike seyir göstermektedir Her iki vsm ve sağ vsp’de reflü akım izlenmedi Sol vsp lümeninde safenopopliteal bileşke düzeyinden itibaren proksimal 1/3 cm’lik segmentinde Parsiyel trombüsler izlenmektedir (operasyona sekonder?). Popliteal ven bileşkesinde valsalva manevrası ile geri akım saptanmadı. Sol vsp 2/3 distal segmentinde valsalva manevrası isle grade 4 geri akım izlenmiştir. Vsp seyri boyunca dilate ve tortüyoze seyirlidir. Krus posteriorunda vsp ile ilişkili variköz pakeler izlenmiştir
Ali Rıza bey öncelikle geçmiş olsun. Başka sonuçlara göre maalesef değerlendirme yapmıyorum.Kliniğime gelmenizi ister ve doppler ultrason sonucunuza göre bir tedavi planı oluşturmam gerekmektedir. Bize bırakmış olduğunuz telefon numarasından sizi arayarak bilgilendirme yapacağız.Teşekkürler.
Radyofrekans tedavi sonrası varis çorabı giymek gerekir mi? Gerekir ise nekadar giyilmelidir? Teşekkürler
Hüseyin bey öncelikle geçmiş olsun. 1-1,5 aya kadar varis çorabı kullanmanız gerekmektedir.